Tasarım yapmayı bıraktım mı, artık üretim yapmıyor muyum diye sorular alıyorum bazen mailler ile, çünkü web sayfama yeni tasarımlarımı koymuyorum uzun zamandır. Mail ile cevap veriyorum ama bir de buradan yazmak istedim, tasarlamaya ve cam üzerinde gerçekleştirmeye devam ediyorum. Koleksiyon çalışmaları da devam ediyor. Web sayfasını güncellememiş olmamın ise bir kaç nedeni var: Yeni bir web sayfası tasarımı yapılacak, son ürünleri yeni web sayfasına koyacağım. Eskisine koymak şu anda zaman anlamında çok maliyetli olacak. Web sayfalarımı kendim yaptığım için buna vakit ayırmam gerekiyor, önce taslağı çıkacak, sonra programlanması, hataların giderilmesi ve sonra yayına geçilmesi:=) Diğer ana sebep ise bu teknik konulardan tamamen ayrı bir konu, tasarımlarımın kopyalanması, sadece tanımadığım değil tanıdığım kişiler de bunu yapabiliyor. İlham alınması beni gururlandırır ama birebir aynı tasarımı yapıp, kendi tasarımları gibi web sayfalarına koyunca o zaman iş değişiyor. İşte yeni tasarımlarımı internete koymamamın sebeplerinden biri de bu. Bunu yapan kişi şunu unutmamalı, bu işi yapan bir kaç kişiyiz sadece, illa ki haberdar oluyorsunuz, siz görmezseniz bir müşteriniz ya da öğrenciniz söylüyor...Dürüst olmak lazım hem kendinize hem de başkalarına.
Herkese güzel, sağlıklı, başarılı, huzurlu ve sağlıklı bir yeni yıl dilerim.
Boncuğunuz bol olsun:)
Cam Boncuk Yapımı ve Oksijen Konsantratörü
18Ara2008 Gönderen BurcinEvrim-CamCam Etiketler: Alet-EdevatBizim boncuk yaparken cam çubukları eritmede kullandığımız şalümolardan bahsettiğim yazılarımda gaz + oksijen ile kullanılan şalümolardan da bahsetmiştim, örneğin Nortel Minor Bench. Oksijen kaynağı olarak iki alternatifiniz var, birincisi oksijen tüpü. Ben bu alternatifi pek sevmiyorum, çoğu öğrencim ve cam boncuk sanatı ile ilgilenen tanıdığım atölyelerini ilk aşamada evini kuruyorlar. Oksijen şalümosu devrilme ve yağ ile temas karşısında büyük tehlike taşıyor. Yani devrilmemesi gerekiyor, duvara zincirlenmesi lazım ki hareket edemesin ve kesinlikle yağ ile temas etmemesi gerekiyor. Patlama riski çok fazla. Sıkıştırılmış oksijen haliyle. Bir de bu tüpler çok çabuk tükeniyor, birkaç günde. Tekrar tekrar almanız gerekiyor. Buna karşın oksijen konsantratörleri daha kesin ve kalıcı bir çözüm oluşturuyor. Bir kez aldığınızda devamlı yenileme derdiniz kalmıyor, elektrik ile çalışarak, odanızdaki havayı alıp filtreleyip saf oksijen üretiyor, oksijen tüpü gibi tehlikeleri yok. O yüzden ben oksijen konsantratörü kullanıyorum ve öğrencilerime de tavsiye ediyorum. Fiyatları ilk anda pahalı gelebiliyor haklısınız, ama bu bir kerelik bir yatırım. Onun dışında çok uzun zaman aralıkları ile filtre değişimi yapıyorum ben o kadar. Çalışırken odanızı havalandırmanız gerekiyor, çünkü odanızdaki havayı kullanıyor, bir de tüp çok sessiz bir çözümken, oksijen makinasının birazcık gürültüsü oluyor, ama müzik ile bu sorunu da gideriyorsunuz, zaten bir süre sonra kulağınız da alışıyor. Güçlü bir konsantratöre uygun aletlerle iki tane şalümoyu bağlamanız mümkün. Eğer oksijen konsantratörleri ile ilgileniyorsanız, bana mail atabilirsiniz…
Bugün biraz hasta uyandım, o yüzden bugün çalışmıyorum. Atölye bugün tatil, en azından benim için. Faranjit olduğumda çok halsiz oluyorum, bir de baş ağrısı...
Biraz tv izlemek ve uzanıp tembellik yapmak için kumandayı ararken, baktım benim afacan aslan eşimi aratmamış ve kumandaya el koymuş:)
Kendinizi iyi hissetmediğiniz günlerde ateşin başında çalışmamanızı tavsiye ederim, en ufak bir dikkatsizlik küçük/büyük bir kaza ile sonuçlanabilir.
Cam Atölyesi-Maliyet ve Fizibilite
12Ara2008 Gönderen BurcinEvrim-CamCam Etiketler: Camdan, Nasıl Yapılır?
Sevdiğiniz bir işten para kazanmak zorunda olmak, özellikle bizim ülkemizde ve özellikle sanat/tasarım, anlamında çok zor. Bu zorlukları göz ardı etmeden bu yola gönül vermek gerekiyor.
Cam Boncuk Kalıpları
26Kas2008 Gönderen BurcinEvrim-CamCam Etiketler: Alet-Edevat, Camdan, Nasıl Yapılır?
Bu yazım cam boncuk yapımında kullanılan kalıplarla ilgili olacak. El ile şekil verilebilen formlarda kalıp kullanmayı tercih etmiyorum, fakat elinizle veremeyeceğimiz şekillerden yapmak istiyorsam işte o zaman kalıpların yardımına başvuruyorum. Her kalıbın ayrı bir kullanım şekli oluyor, tabii bir çok farklı kalıp şekli de olabiliyor. Benim size bu yazıda bahsedeceğim kalıplar modern teknikler dahilinde kullanılan, pirinçten yapılan küçük kalıplar. Bunlar iki parçada oluşuyor, biri mandreli yerleştirdiğiniz masada sabit kalan kısım, diğeri ise ahşap tutacağı olan ve boncuğun diğer tarafına şekil verecek ola kısım. Malzeme olarak genelde pirinç kullanılıyor. Alt ve üst parçanın birbirine tam olarak denk gelmesi için alt parçada çivi gibi bir çıkıntı oluyor ve bu üst parçadaki bir deliğe karşılık geliyor. Bir kalıpta birden fazla şekil olabiliyor, bazen bir şeklin birkaç boyu, örneğin lentil denilen mercimek şeklindeki kalıbım böyle, ama crunch denilen çok büyük boncuk kalıbı ya da donat boncuk kalıbı böyle değil, sadece tek boncuk boyu için kalıp var. Mandrellerin gireceği bir de boşluk oluyor merak etmeyin ve genelde orta kalınlıktaki mandrele uygun oluyor bu boşluklar. Metal bir kalıp arasında sıkışan cam hızla soğuduğu için seri hareket etmek ve boncuğa şeklini verdikten sonra tekrar ateşe geri dönüp, boncuğun her yanını dengeli bir şekilde ısıtmak gerekiyor. Yoksa aldığı soğutma şoku ile boncuğunuzda çatlamalar olabilir. Kalıp ile şekillendirilen boncukların fırınlanmasında fayda var, soğuma şokuna maruz kaldıkları için.
Bir çok şekil için kalıp bulmanız mümkün, ben aldığım kalıpları Amerika’ dan sipariş verdim.
Bunun yanında bir alternatif de maşa şeklindeki kalıplar, ama bunların şekilleri sınırlı, yani bahsettiğim diğer kalıplar kadar şekil çeşidi yok ve bir kalıpta 3 boy boncuk kalıbı kullanma imkanınız yok.
Her kalıbın çalışma mantığı farklı, örneğin kare yapmak için ilk başta düzgün bir yuvarlak boncuk yapmanız gerekirken crunch boncuk için silindir şeklinde boncuk ile başlamanız gerekiyor.
Kurslarımın ikinci kısmında yarım saatlik bir kısmı boncuk kalıbı kullanmaya ayırıyorum.
Mercimek, donat, kare ve crunch kalıplarını kullanabiliyoruz. Sonra bu boncuklarımızı fırınlıyoruz. Özellikle mercimek ve kare kalıplarından güzel sonuçlar alınabiliniyor.
17 Eylül tarihinde Cep Telefonumdan... adlı yazımda bana gelen telefonlardan bahsetmiştim, bazen de bunların zamansızlığından. Yanlış anlamaları önlemek için tekrar bir yazı yazma ihtiyacı duydum.
Cam Boncuk Sanatına başlayalı beş yıl kadar bir süre oldu, en başından beri öğrendiğim her yeni bilgiyi insanlarla paylaşmaktan zevk aldım. Türkiye' de çok az kişi bu konuda tecrübe sahibi olduğu için bilgiye ulaşmak ne kadar zor biliyorum, yeni başlayanların, öğrencilerimin ve cam boncuk sanatına ilgi duyanların benim yaşadığım zorlukları yaşamasını istemediğimden ve ne kadar çok insan bu sanat hakkında bilgi sahibi olur ve yaparsa değerinin o kadar iyi anlaşılacağına inanmamdan dolayı elimden geldiği ve bilgimin yettiği kadar tüm sorulara cevap vermeye çalışıyorum.
Kurslarımda tüm teknikleri birebir özel ders ile öğretiyorum, bu kadar zaman içinde artık arkadaş oluyoruz, temasımızı hiç koparmıyoruz. Öğrencilerim hala beni arayıp ya da mail atıp, merak ettikleri teknikler, malzemeler ve benzeri konularda bilgi alabiliyorlar. Özellikle kurs sırasında o kadar çok teknik öğreniyor ve internette araştırmalar yapıyorlar ki, soracak bir sürü soru birikiyor. Bir de evde kendi amatör atölyelerini açınca, uygulamada kafalarına takılabilecek br çok soru oluyor. Bu aşamaların hepsinde öğrencilerime elimden gelen tüm desteği vermeye çalışıyorum.
Netleştirmek istediğim konu beni yoran telefonların esas sahiplerinin kim olduğu ve neden yorulduğum. Hiç tanımadığım, cam yapımı konusunda ne tür bilgisi var, nasıl bir ortam ve malzemeler ile çalışıyor hiç bilmediğim arkadaşlar, beni arayıp, " alo ben ali veli, ayırıcı almıştım da ben, ne kadar su katacaktım" diye soruyorlar. Peki ilk cümle şöyle olsa " merhaba ben ali veli,müsait misiniz? cam boncuk atölyem var, cam yapımını x şekilde öğrendim, elimde şu marka ayırıcı var, rica etsem ne kadar su katmam gerektiği konusunda bana yardımcı olabilir misiniz?". Seve seve yardımcı olurum. Yanlış anlamayın, ben çok katı kuralları olan biri değilim, ama ben hiç tanımadığım, fikrine ihtiyacım olan birine bir şey soracaksam buna benzer bir cümle kurarım...
Bunun dışındaki aranmalarım cam tekniğinin alt dallarının bilinmemesinden de kaynaklanıyor, kesme cam, füzyon, üfleme cam gibi bir çok başka tekniği kapsayan sorular alabiliyorum. Yardım isteyenleri varsa bir tanıdığıma yönlendiriyorum.
Sonuç olarak bilgime güvenilip soru sorulması bana gurur veriyor, sadece bunun makul saatlerde makul zamanlarda yapılmasını rica ediyorum. Atölyeden bana ulaşamıyorsanız, telesekreterime mesaj bırakabilirsiniz ya da mail atabilirsiniz.
Öğrencilerim, siz benim arkadaşlarımsınız....Siz zaten beni tanıdığınız için, ne beni üzer ne üzmez biliyorsunuz...O yüzden söz meclisten dışarı.
Çalıştığımız şalümolarımıza çok iyi bakmamız, temizliğini ihmal etmememiz gerekiyor. Nortel Minor Bench’ i satın aldığınızda içinden incecik bir tel çıkar, dikkat ettiniz mi? Bunun kullanımı gaz ve oksijenin çıktığı delikleri temizlemek içindir. Tüpten gelen gaz, bu deliklerde tortular bırakabiliyor. Bunun dışında şalümonun ucuna yapışan cam parçalarını da temizlemek için kullanılıyor. Tortuları temizlemek için şalümo çalışır haldeyken cımbız gibi bir aletle, şalümomun en uç kısmının üzerine birkaç kez ufak hafifçe vuruyorum, ateş dışında bir şeyler çıkar gibi oluyor zaten, fark edeliyor. Ama oldu da yanlışlıkla elinizde erittiğiniz çubuğun ucundaki bolca miktarda camı ya da boncuğunuzu, şalümonuzun ucuna yapıştırdınız ve yukarıda anlattığım temizleme yöntemi işe yaramıyor , ne yapacaksınız? Bu şu ana kadar benim başıma hiç gelmedi, ama gelirse ne yaparım acaba diye düşünmedim değil. Bir yazıda okuduğuma göre, cam yapımı malzemeleri satan bir yetkili şöyle bir tavsiyede bulunmuş: Böyle bir durumda şalümonuzu kapatıp, tüm bağlantılarını söküp, buzluğun – evet bildiğimiz buzdolabı buzluğunun- içine koyacakmışız, şalümonun içindeki cam aldığı bu soğuma şoku ile daha küçük parçalara ayrılacağı için, çıkardığımızda telle temizleme işlemi daha başarılı oluyormuş. Şalümonuzu sıcak sıcak mı buzluğa koyacaksınız, yoksa biraz soğumasını mı bekleyeceksiniz işte ondan emin değilim. Sonuçta sonuçta şalümonun yağıldığı metal malzeme de ani soğumadan ne şekilde etkilenir, bunu da hesaba katmak lazım. Ama yapacak bir şey kalmadıysa… Böyle bir durumun başımıza gelmemesi için hem mandrele hem de cam çubuğa iyi hakim olmak, ellerimizi kasmadan sıkı tutmak, minor bench in önümde yandığında oluşan minik oksijen dişlerinin içine girmemek ve çalışırken kafamızı çevirip başka taraflara bakmamak gerekiyor, ki elimiz ateşte kontrol dışı öne arkaya kaymasın.
Bu arada resimdeki şalümonun adı: The Python. Boncuk yapımı için kullanılmıyor görüntüsünden anlaşıldığı üzere, Lampworking de kullanılıyor...
Merhaba herkese, uzun zamandır ara ara , hatta oldukça uzak aralarla yazabiliyorum. Boş vakitlerimi derslerle doldurduğum için, bloga daha az zaman ayırabiiyorum. İlk fırsatta teknikler ve malzemeler konusunda yazılarıma devam etmek istiyorum.
Maalesef bu yazım da teknik ya da malzeme üzerine değil, bir sıkıntımdan bahsetmek istiyorum size. Atölyeden bana ulaşamayanlar için zamanında atölyedeki telesekreterimden cep telefonu bilgimi vermiştim, makul saatler içinde aranacağımı düşünerek, ya da gerçekten acil bir durum olduğunda aranacağımı düşünerek. Ben elimden geldiği, bilgimin ve zamanımın yettiği kadar tanıyayım tanımayayım bana soru soran, danışan herkese yardımcı olmaya çalışıyorum. Gerek telefon yolu ile, gerekse mailler ile.
Sonuçta bu işi yapan çok az kişi var ve ben bilgiyi paylaşmaktan yanayım. Ama bir de baktım olay kontrolden çıktı. Pazar günü cep telefonumdan aranmaya başladım. Sonra zınk diye günün ortasında "Merhaba, bir şey soracaktım, ben ayırıcı aldım, buna ne kadar su katacaktım" gibi telefonlar almaya başadım. Beni aradığınız, bilgi almaya değer bir kaynak olarak gördüğünüz için teşekkür ediyorum, ama bunu mantık sınırları içinde yapmak gerektiğini düşünüyorum. Pazar günü çok nazik bir beyefendi aradı beni, antika bir tabağı kırılmış, yardımcı olup olamayacağımı sordu. Gerçekten çok nazikçe sordu sorusunu, ama Pazar günü aranıyor olmak gene de biraz rahatsız etti...Ben Pazar günleri ve akşamları saat 20:00 den sonra çalışmıyorum. Nitekim telefon numaramı telesekreterimden kaldırdım...
Blogumun içeriğinin başka bir bloga kopyalandığını bana haber veren 3 tane mesaj aldım. Gerçekten de adını buraya yazmayacağım bir blogun sahibi, benden izin almadan, fikrimi sormadan yazımı almış , birebir bloguna koymuş...Doğru olmayan bir şeyler var...Bunu bugüne kadar bir kaç şekilde yaşamıştım, yazdığım makaleleri bana sormadan alıp sitelerinde yayınlayan yerler oldu. Yazılarımı faydalı buluyor olmaları beni tabii ki mutlu ediyor, ama öncelikle bir izin alınması gerekmez mi???
Bunun dışında bir de bir yer ile yaptığımız röportajın birebir benim hiç bilmediğim bir dergide yayınlanması gibi durumlar da yaşandı...
Bunlar tamamen tesadüfi olarak benim karşılaştığım ya da iyi niyetli insanların bana haber verdiği durumlar. Bilmediklerim de vardır diye düşünüyorum.
Lütfen kısa bir mail atıp, fikrimi alma yolunu deneyin. Sonuçta bu yazıları ben yazıyorum, yani bunların her biri "emek".
Haber veren arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Saat biraz geç oldu, çok uykum var, yorgunum ve yarın erken kalkmam gerekiyor. Fakat bugün aldığım bir mail üzerine hemen bu yazıyı yazmam gerektiğine karar verdim, çünkü konu sağlık. İhmal edilemez, ertelenemez. Önceki yazılarımda amatör cam boncuk atölyenizi evde düşük maliyetli şekilde nasıl kurabileceğinizi anlatmıştım. Bu yazım öncesinde ve sonrasında gerek yaşadığı şehir yüzünden gerekse o anda cam kursuna bir bütçe ayıramayacağı için , cam boncuk yapımını kendi kendine öğrenmek isteyenler bana mail atıp bilgi istemişlerdi.
Bir konuyu netleştirmekte fayda görüyorum, cam boncuk çok yüksek ısılarda , gaz ve oksijen ya da sadece gaz ile açıktaki bir alev ile çalışılan bir teknik. Bunun dışında kullandığımız cam metaloksitler ile renklendiriliyor, ve yanan gaz yokolup gitmiyor... Bunların hepsi eğer doğru şekilde bilgi ve önlem alınmazsa sağlığımız açısından olumsuz koşullar yaratabilir. Sonuçları ciddi olan kazalar yaşanabilir. Ateş oynamaya gelmez, alev çok hızla yürür ve kontrol edilmesi zordur.
Bu yüzden: KENDİ BAŞINIZA EVDE DENEME YANILMA YÖNTEMİ İLE CAM BONCUK YAPIMINI ÖĞRENMEYE ÇALIŞMANIZI KESİNLİKLE TAVSİYE ETMİYORUM.
Özel ders, ya da grup dersi veren, ve bu işi gerçekten bildiğine inandığınız kişilerden/kurumlardan gerekli eğitimleri alarak bu işe başlayın.
Bloguma böyle resimler koymak istemezdim, ama yaşanabilecek kazalarla igili fikir vermesi açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Hiç bir şey sağlığınızdan daha önemli değil!
Uzun bir süredir bloguma yazı yazamıyordum, önce tatil, sonra işlerin yoğunluğu... Bu sıcaklarda şalümo başında çalıştıktan sonra bilgisayarın karşısında mıhlanıp kalmak zor geliyor açıkcası... "Ama bu kadar tembellik yeter, bu havaların da serinleyeceği yok" diye düşünüp, oturdum ekranın karşısına...Çalıştığımız şalümo her ne kadar çevresine mümkün olan en az seviyede ısı yayıyor olsa da, atolyem yazları gayet güzel ve serin olsa da, bugünlerde çaışmakta zorlanıyorum.... o kadar sıcak!
Özel derslerim devam ediyor, her ay en az bir öğrencinin kursu bitiyor, bir yeni öğrenci geliyor. Eski eğrencilerimle hala görüşüyoruz, bu yaz Cam Ocağı'nda Anne Denton' un kursuna 3 öğrencim katılmış.Cam Ocağı' nın 15 günlük kurslarını biraz da tatil diye düşünmek lazım, doğanın içindesiniz...Çok güzel bir tecrübe, herkese tavsiye ederim. Şimdi biraz ders çalışalım:
Her genç kızın çeyizinde olan ya da hayırlı olsun diye eve hediye getirilen Borcam, borasilikat camdan yapılmaktadır. Yüksek ısıya dayanıklı olduğu için fırına koyup yemek pişirebilirsiniz, defalarca ısıtılıp soğutulmaya uygundur, Coe derecesi düşük olduğu için ser bir camdır, eritmesi zaman alır ve yüksek ısı gerektirir. Camdan heykel çaışmalarında tercih edilir, çünkü heykeli bir günde bitirmek zorunda kalmazsınız, ertesi gün çalışmaya dvam edebilirsiniz, borasilikat cam bunu tölere edebilir.
Bazı cam boncuk tasarımcıları boncuk yapımında da borasilikat cam kullanmayı tercih ederler, fiyatları bizim kullandığımız daha yumuşak camlardan kat kat kat daha yüksek olsa da... Neden? Değiken renkleri yüzünden. Camın içindeki bu renkleri ortaya çıkarmak belli bir tecrübe gerektirmektedir. Resimde gördüğünüz boncuk borasilikat camla yapılmıştır, gördüğünüz gibi kendisi başı başına efektli bir cam. Bunun yanında hava kabarcığı ve üçgen yapma , şeffaf cam ile kaplama tekniği kullanılmış.
Borasilikat camda beklediğinizden daha farklı renklerin ortaya çıkması mümkün. İstediğiniz rengi ortaya çıkarmak için deneyim ve çalışma gerekiyor, bu camın erimesini beklerken de sabır:)
Son yazımdan bir önceki yazımda amatör atölyenizi nasıl kurabilirsiniz anlatmıştım.Rotherberger marka tüp ve şalümolar ile çalışabileceğinizi yazmıştım. Bauhaus' dan alıyordum ben bu tüpleri amatör atolyemde çalışırken, daha yeni başladığımda cam boncuk yapımına. Peşpeşe iki öğrencim Bauhaus' a gitmişler, ama gümrükte yaşanan bir sorun yüzünden Rothenberger ' i şu anda temin etmek çok zormuş. Bir alternatif de bu sayede ortaya çıktı, hem de daha ucuz bir alternatif: Nurgaz. Öğrencilerimden Bilge'nin bu şalümo ile çekilmiş resimlerini burada görebilirsiniz. Her hafta evde yaptığı boncuklarla tasarladığı takıları ile geliyor dersimize, çok hoşuma gidiyor yaptığı boncukların her gün daha da güzelleştiğini görmek.
2 a
Cam boncuk sanatçısı olarak şurada kaç kişiyiz bu işi yapan diye sayınca bir elin parmaklarını geçmiyoruz. Hepimiz yaptığımız işe saygı duyulmasını bekliyoruz, bunun için çaba harcıyoruz. Bunun yolu, birbirimize, tecrübemize, bilgimize ve her şeyden önce yaptığımıza saygı duymaktan geçiyor diye düşünüyorum. Yurt dışında sanat olarak, ülkemizde zanaat olarak algılanan cam boncuk yapımını bir elin birkaç parmağını geçmeyen bu insanların bir yere taşıdığı, sokakta turistik amaçlı yapılıp satılan ya da geleneksel atölyelerde şalümocuların ürettiği cam boncuklardan farklı olduğunu anlatmakla geçen uzun bir mücadele görüyorum dönüp de cam boncuk yapımına başladığım 2003 yılından bugüne kadar geçen zamanı bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçirince. Zaman zaman ümidimi kaybettim, özellikle bu piyasada ticari anlamda bulunup ürünlerimizi alıp satmayı insanlar karşısında.”Ayşe Fatma kişisi ile görüştük, onun tasarımlarını beğendik, bize daha ucuzunu yapar mısınız” diyenler, “Biz sizinle çalışmak istiyoruz ama Ali Veli kişisinin tasarımlarına bi bakın onlardan yola çıkıp bir şeyler yapalım” diyenler…”Ben hepinizin tasarımlarına baktım, hepsi hemen hemen birbirinin aynı” diyenler…
Ne diyeceğimi bilemedim zaman zaman bu insanlar karşısında, sinirlendim, kızdım, kırıldım… Ama kime kırılıyorsun ki… “Ben yaratıyorum sanat yapıyorum” diyorsun, o ise senin 3 cm lik bir boncuğa sığdırdığın emek, tecrübe, güzelliğin, dünyanın farkında bile olmadan, baksa da göremeyecek gözleri ile “bana göre sanat bu değil” diyor. Sanat ne peki size göre???
Sanat, yaratmak, hayallerindekini elinde tutabilmek, ilham alıp, o ilhamı yarattığında yaşamak değil mi? Sanat cm kareler ile mi ölçülüyor, 1 metrekarelik seramik pano sanat, 3 cm lik ince ince çalışılmış boncuk sanat değil öyle mi! "Sanat, insan tininin nesnelleşme biçimlerinden ve ifade tarzlarından biridir." der, insan tininin kendini nesnelleştirdiği eserleri/yaratıları kavramaya yönelen Hermeneutik felsefesi(Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNAY).
Bizim yaşadığımız sorunların büyük bir kısmı emeğe saygı duyulmamasından kaynaklanıyor, hep ne kadar ucuza alırım da üstüne daha ne kadar fazla kar koyabilirim zihniyetine toslayıp kalıyoruz. Yapılan bir boncuğun eşsiz olduğunu, bir daha birebir aynısı bir daha yapmanın mümkün olmadığını, bizi -zor koşullarda çalışan ve emeklerine saygı duyduğum şalümoculardan- ayıranın kullandığımız malzeme, çalışma şeklimiz, tekniklerimiz ve takı tasarımlarımız olduğunu ben anlatmaktan henüz yorulmadım…Ama hala darılıyorum….
Tasarımlarımı heyecan ile sipariş veren ve aldığında “ fotoğraflarından daha güzelmiş” diyen müşterilerim, “ elinize sağlık, bunda çok emek var “ diyen web sitesi ziyaretçilerim, “ iyi ki atölyene gelip, seninle birlikte çalışmaya karar verdim” diyen öğrencilerim ve cam boncuk yapımını turistik ilçelerimizden, sokaklarda kurulan tezgahlardan profesyonel, donanımlı atölyelere taşıyan, bilgiyi paylaşan, yaptığı işin hakkını veren meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.
Kursa başlayan öğrencilerimin en önemli sorularından biri bizim çalıştığımız atölye gibi tam donanımlı, cam boncuk yapımı ile ilgili bütün malzemeleri alıp almak zorunda olmadıkları. Çalıştığımız aletlerin fiyatlarını duydukça biraz moralleri bozuluyor, çünkü bazıları profesyonel anlamda bu işi yapmak değil, sadece kendi takılarına boncuklar yapmak istiyorlar. Bazıları da önce çalışıp , kendilerini denemek, gözlemlemek istiyorlar, istedikleri gibi yapabiliyorlar mı bu işi, düşündükleri gibi elleri yatkın mı? İlk kursta en azından 5. saatten sonra öğrencilerime evlerinde amatör atölyelerini kurup çalışmalarını öneriyorum. Kurslarım özel ders şeklinde olduğu için çok fazla teknik öğrenip , çok hızlı ilerleme şansı oluyor öğrencilerimin, bir boncuktan 10 tane yapmanın kurs saatleri içinde onlar için zaman kaybı olduğunu düşünüyorum, bazen 1. bazen 2. en fazla 3. boncuktan sonra teknik zaten kavranıyor, bundan sonrası eline ve cama sözünüzü dinletip, onlara istediklerinizi doğru zamanda ve ateşte doğru yerde uygulamanıza bağlı. Bunun için de evde kuracağınız primitif atolyenizde pratik yapabilirsiniz. Almanlar “ Übung macht Profi” diyorlar buna, yani “Pratik profesyonel yapar”. Ben Almanya’ ya ilk taşındığımda kendime bir Beginner-Set aldım, temel aletlerden oluşan portatif bir set.Yanda resmini görüyorsunuz.
Malzemeleri anlatayım, Kırmızı tüp butan ve propan hazlarını içeren Rothenberger marka kaynak tüpü, Şimdilerde Bauhaus ta fiyatı sanırım 10 YTL civarıdır, üzerinceki tabanca ise şalümo, arkasında açma yeri var. Önde duran garip metal ise tüpü masaya tutturmak için bir demircide 10-15 ytl ye yaptırabileceğiniz düzenek, tüpü yerine oturtup işkence ile sıkıştırıyor ve sabitliyorsunuz. Sonra arkadaki sarımtırak plaka sert sünger gibi bir malzeme, tutuşmama özelliği var, üzerine cam düşünce yanan yer sadece düşen yer oluyor be yüzeysel yanıyor, delinmiyor. Bunu çalışacağınız masanın üzerine koyup, onun üzerinde çalışıyorsunuz. Sonra çelik mandreller, küçük bir şişe ayırıcı, 500 gr boncuk soğutma granülü, birazcık millefiore ve biraz da cam. A bir de arkadaki yanmaz plakaya dayalı metal parça da ucu sıcak cam çubukları dayamanız için. Didymiyum gözlük yerine kaynak gözlüğü var, bunun fiyatı da sanırım Bauhaus da 5-10 YTL bir şeydir.
İşte ben bu set ile aylarca pratik yaptım. Hatta tatile gittiğimde deniz kıyısında masama bunu kurup boncuk yaptığım bile oluyordu, boncuk yapmadan duramadığım ilk zamanlardıJ.
Bir süredir yazamıyorum, işlerin yoğunluğundan ve gerçekten yazmak istemiyorsam sadece yazmış olmak için yazmamak istediğimden. İki haftayı geçmemesini umuyorum bu araların. Yazmak, anlatmak istediğim bir sürü teknik var aslında, ama düzgün bir yazı yazmak için zaman ayırabilmek gerekiyor.
Bu yazımda size Mala lakaplı bir boncuk sanatçısının boncuklarını tanıtmak istedim. Renkleri ve kuşları çok güzel, neşe veren tasarımları var.
Boncukları yaparken kullanılan temel teknik saç teli inceliğinde çektiğimiz cam ipleri kullanarak noktalar ve çizgiler yapmak. Aralarda el yapımı murriniler ve twistie dediğimiz burgular da kullanılmış. Bahar ve yaza uygun tasarımlar, Melanie Mortel in böyle bir tarzı var.
Yazılarımda ara sıra beğendiğim tasarımlara yer veriyorum, neler yapılabileceğini görmeniz ve ilham vermeleri için. Ama dikkat edilmesi gereken çok önemli bir konu var: Esinlenmek boncuğun ve tasarımın birebir aynısını yapmaya çalışmak demek değil, çünkü bu taklit etmek demek. Bunu yaparak aslında tasarımcının fikrini çalmış oluyorsunuz. Ben benim tasarımlarımın beğenilmesi ve ilham kaynağı olmasından gurur duyarım, ama taklit edildiklerini duymak, görmek beni üzüyor ve rahatsız ediyor. Sayılı boncuk tasarımcısı olduğu için illaki haberiniz oluyor bir şekilde. Tekniği denemek, kendini geliştirmek adına faydalı oluyor, ama ticari anlamda aynısını yapıp kazanç sağlamayı amaçlamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Tasarımın gerçek sahibini de zan altında bırakmış oluyor taklit eden, çünkü kimin asıl tasarımcı olduğunu her zaman anlamak mümkün olmayabilir.... Tasarıma, emeğe, hayale, yaratıcılığa saygı.....

Cam boncuk yapılan mekana temiz hava akışının sağlanması ve yanan gazın dışarı atılması çookk önemli bir konu. Cam açmanız yeterli değildir, zaten bu değişken hava akımı boncuklarınızın kırılmasına neden olabilir. Yanan gaz havadan daha küçük partiküllere sahiptir, daha hafiftir o yüzden yükselir ve sonra ortama dağılır. O yüzden de havalandırmanın çalıştığınız ateşin üstünde olmasında fayda olduğu söyleniyor. Havalandırma için arkanızdaki bir camı/kapıyı açabilirsiniz, ama boncuğunuza önden ya da yandan gelecek soğuk hava akımı üzerinde şok yaratabilir.
Benim havalandırmam 2 numarada gördüğünüz havalandırmanın derinlik olarak 2 katı, genişlik olarak da 3 katı. Elektrik tesisatını yapan usta, 'mantı mı yapacaksınız burada?' diye sormuştu:) Almanya ' dan gelen çok güçlü bir motor ile yanan gaz dışarı atılıyor, atolyemin tavanı çok yüksek olduğu için yukarıda , tavana yakın bir cam da hep açık. Bir numaradaki ise bidiğimiz mutfak aspratörü fark ettiyseniz:) Çalışıyor mu çalışıyor:) 5 numaradaki bana oldukça ilginç geldi, ateşin önüne uzanan ve yanlara doğru kıvrılan parçası gazı toplayıp sağa sola dağılmadan yukarı toplanmasını ve havalandırmadan geçmesini hedefliyor.
Çalışma ortamınızı lütfen havalandırın, yanan gaz dışında kullandığımız cam da metallerle renklendiriliyor, ateşe tuttuğumuz ayırıcı tozumuz da yanında illa ki bazı materyalleri havaya salıyordur. Her şeyden önce sağlık!
Önceki yazılarımda da yazdığım gibi benim kullandığım 3 marka cam var: Moretti, Vetrofond ve Lauscha. Bunların COE leri birbiri ile aynı yani kan grupları uyuşuyor. Markalar kendilerine özgü renklere sahip olsa da hepsinde ortak olan renkler de var. Örneğin alttaki yazılarımdan birinde duvarın önünde dik durun kırmızı çubukların resmi var, işte o muhteşem kırmızı Lauscha. Sanıyorum dünya da en yaygın kullanılan marka Moretti Effetre dir. Vetrofond markasının kalite olarak Moretti den daha aşağı kalır bir yanı olduğunu düşünmüyorum ama bir şekilde Moretti daha fazla kullanılıyor, daha fazla ithal ediliyor.
Öğrencilerim mailde ya da telefonda bana soru sorarken ya da cam siparişi verirken "hani o güzel mavi var ya, gök mavisi" diyorlar mesela:) Çok zor oluyor onlar için hangi rengi istediklerini anlatmak, aslında "aquamarine blue -dark" diye geçen rengi anlatmak işkence halini alabiliyor:) Oysa hepsinin bir kodu var ve de ismi. İşte Moretti nin pek değerli, zor bulunur kartelası... Sipariş verirken, internetten okuduğumuz tekniklerde hangi camı kullandıklarını anlamaya çalışırken, birbirimize bir renkten bahsederken artık bakacak görsel bir "renk sözlüğümüz" var. Hayırlı olsun:))
Bana en çok gelen sorulardan biri de malzemeleri nasıl temin ederiz ve nasıl atolye kurarız, atölye maliyeti bize ne kadara mal olur. Öğrencilerimin malzeme ihtiyaçlarını, kendim için yurtdışına verdiğim siparişlerle birlikte gideriyorduk, fakat artık bunu biraz daha düzene oturtmak gerektiğini düşündüm, artık cam boncuk yapımı ilgilenen herkes atolyemden malzeme temini konusunda faydalanabilir.
Bir süre sonra web sitesinden kredi kartı ile tüm bu malzemeleri satın alabilecek ve hatta renklerine göre cam seçebileceksiniz.
Malzemelerin fiyatları ve atölye kurulumunun ne kadara mal edilebileceği konusunda bilgi sahibi olmanız için....Hepsi yurt dışından geldiği fiyatları € bazında oluyor maalesef...
Atölyem sabahları çok güzel güneş alıyor. Tasarımlarımı yaptığım boncuklarımı dizdiğim masam camın hemen önünde, güneş sizi hiç bir zaman kavurmuyor, özellikle yazları serin, ferah oluyor minik atölyem.Masanın üzerinde kavanozara dizdiğim Lauscha camların ne güzelparıyor değil mi? Bu renk Lauscha da olan özel bir kırmızı. Camda şu ana kadar kullandığım en güzel kırmızı. Moretti, Vetrofond ve Ornela dan daha pahalı ama değiyor.
Bazen deneysel boncuklar yapıyorum, bazen de bir tasarım için ürettiğim boncuklardan kalanlar oluyor, bunların hepsi bir kutuda toplanıyor... İçi boş boncuklar bir yere, alpaka boncuklar bir yere, düz temel şekilli boncuklar bir yere...
Bugün tam bir Mart havası vardı, güneşli ama keskin bir soğuk. Atölye, sabahları çok güzel güneş alıyor, öyle ki Concinect gaz şalümosunun ateşini görmek imkansız. Bugün,ateşin yerini tahmin ederek çalıştık. Sevi ile bugün dersimizin son günüydü. Sevi önceden başka bir kursta başlangıç tekniklerini öğrenmiş olduğu için onunla 20 saatlik program yerine 15 saatik bir program yaptık, eli ince işlere çok yatkın olduğu için çok hızlı ilerledik. Evindeki atolyesinin eksiklerini tamamladı ve artık tam hız çalışmaya devam ediyor.
Ben ise dersten sonrasını yeni cam karakterimi yaratmak ve bir kaç deneysel çalışma yapmak için değerlendirdim. Yaptıklarım fırında, tavlanmaları yaklaşık 6 saat sürüyor. Yarın taze taze çıkacaklar fırından...İyi pazarlar dilerim
Blogta yazmak kolay iş değilmiş arkadaşlar. Bir disiplin gerektiriyor. İş yoğunluğu içinde yazamadığım günler oluyor, işte o günlerde bilin ki çok çalışmışım ve iki kelimeyi bir araya getirecek mecalim kalmamış:) Bugün yorgun da olsam yazacağım ve size çok etkileyici ama biraz masraflı bir teknikten bahsedeceğim. Goldfuming...Fume duman, tütsü gibi bir anlam taşıyor, goldfuming de altını tütsülemek gibi bir şey oluyor. Parfume diye yazılan parfüm ün fume unun buradan geldiğini şuracıkta iddia edeceğim, abartıp:)
Camdan yaptığımız boncuklar her zaman yuvarlak
olmak zorunda değil!:) Cama hakim oldukça, küçük karakterler de yaratabilirsiniz. Bunlar genelde , ister istemez, sevimli oluyorlar.
Bu kadar ince detay çalışırken bir yandan da boncuğunuzun her yanını belli bir ısıda tutmanız gerekiyor ki, çatlamasınlar. Bazıları bir kaç boncuğun ayrı ayrı yapılıp, dizilirken yanyana sıralanması ile şapkaya, papyona ya da koca bir göbeğe sahip olabiliyorlar.
Üstte sıralanmış olan boncuklar Corina Tettinger ' e ait. Alttakiler ise bana ait. Tombul yanaklı kedi bir yaka iğnesi, Uçan Hipo bir anaktarlıkta sallanıyor, en alttaki kedi kafası ve sıska yılan ise kupa kaşığı.
Kurslarımda ikinci kurda uğurböcekleri, kedi kafaları çalışıyoruz. Herkes çok eğleniyor:)

Yanında minicik
kalmışım Michaela!:)
Dünyalar tatlısı Michaela ile 2003 yılında yüksek lisansımı yapmak için Almanya' ya gittiğimde tanıştık. Almanya' da fırsat budukça görüştük Ondan cam konusunda çok şey öğrendim. Almanya ' da bulunduğum sürece aslında bilgisayara ilgili olan eğitimim yanında cam üzerine eğitim aldım da diyebiliriz:))) Misafirperveriği, bigiyi paylaşması, dürüstlüğü ve sıcaklığı ile Michaela benim için eşşiz bir insan. Cam ocağı'nda cam boncuk kurslarına katılanların çoğu onu zaten tanır. Yılda 1-2 kez Beykoz da Cam ocağı' da eğitim veriyor.Yoğun, dolu dolu, eğlenceli geçen kurslar. 2005 yazında iki haftalık, orta ve ileri seviye kursunda asistanlığını yaptım, çok güzel iki hafta geçirdik.
Michaela' nın çalışma disiplini ve işine saygısı, yaptığı boncukların formunun düzgünlüğüne de yansıyor. Ben tasarımda, benim için olmamış boncukları, hayal ettiğim amaçladığım forma ulaşmamış boncukları kullanmıyorum, yani olmamış boncuklara "olsun bunlar amorf olsun" diyerek tasarıma almıyorum. Sadece amorf boncuk yapmayı amaçladıysam ve amorf olmuşlarsa kullanıyorum. Bu anlamdaki disiplinde örnek modelim sanırım Michaela. Çünkü onun işine duyduğu saygıyı ve bunun yaptığı işi nasıl etkilediğini gördüm. Michaela sadece cam boncuk sanatçısı değil, mimari anlamda cam objeler de tasarlıyor ve yapıyor. Camdan jaluzileri var.
Her şey için teşekkürler Michaele, tüm yardımseverliğin ve dostluğun için.
Sevgiler!
Kurbağayı Boncuğun üzerine oturtalım!:)
07Mar2008 Gönderen BurcinEvrim-CamCam Etiketler: Nasıl Yapılır?Boncuk üzerine yapılan en şirin hayvanlardan biri de kurbağa. Özellikle karikatürize edilenlere bayılıyorum. Başlangıçta kolay bir teknik olmasa da, cama hakim olmaya başlayanların biraz pratikle uygulayabilecekleri bir teknik. CamCam atölyesinde 2.kurda öğretiyorum öğrencilerime bu tekniği. Eğer boncuk iyi tavlanmazsa zavallı kurbağanın kolu bacağı kırılıp, düşer. Bu yüzden seri şekilde çalışmak lazım.Her an boncuğun üzerinden kucağınıza zıplayacakmış gibi duruyorlar değil mi?:)
Mary Lockwood un gerçekmiş gibi duran kurbağalarını anlattığı tekniği anlatmak istiyorum size, ben daha farklı , daha karikatürize bir teknik kullanıyorum, ama siz de bu kurbağayı komik/şapşal bir hale getirmek için minik detaylar katabilirsiniz.
1- Kurbağanın üzerine oturacağı boncuğu yapıyorsunuz.
2- Kurbağayı yapacağınız renkte camdan ipler ile parmaklarını yapıyorsunuz.
3- Aynı camdan ipi kullanarak ayakları birbirine bağlıyorsunuz. Ön ayaklar birbirine, arka ayaklar birbirine.
4- Gövdesi için normal kalınlıkta, gözyaşı damlası şeklinde camı, ön ayaklardan arka ayaklara doğru azalacak şekilde damlatıyoruz.
5- Bir el aleti, mutfakta kullanmadığınız bıçağınız bile olur, ile ön ayakların tarafındaki gövde kısmına resimdeki gibi şekil veriyorsunuz, burası kafası olacak.
6- Resimde görüldüğü gibi, normal kalınlıktaki çubukla bacaklarını yapıyoruz, poposuna doğru camı incelterek…
7- Varsa razor dediğimiz şekil verme aleti ile, yoksa bıçak ile resimd

8- Parmak uçlarının sonuna, tercihen kurbağa ile zıt bir renkte, noktalar ekliyoruz.
9- En son kurbağanın karakterini belirleyen son detayı gözleri yapıyoruz. Yüzünün neresine koyduğunuz çok önemli. İster Murrini göz kullanırsınız, isterseniz gözün içine iki kabarcık yaparsınız, ya da şapşal bakan pörtlek gözler yaparsınız.
Kurbağanız hazır….Boncuğunuzu güzelce tavlamayı unutmayın.
Bugün keyifsiz bir gün. Gün güzel başladı ama bazı gelişmeler sebebi ile keyifsiz sonlanacak gibi duruyor, böyle günlerde ateşin başına geçip bir şeyler hayal edip yaratmak çok zor oluyor. Ben zorlamıyorum böyle günlerde, çünkü bu ruh hali ile ortaya çıkan boncukları genelde beğenmediğim için, can sıkacak başka bir nedenim daha oluyor. Boncuklarımı yaparken hayal ediyorum bazen, bazen de yapmadan, bazen kağıt üzerine aktarıyorum aklıma gelenleri, bazen de aklımın bir kenarında tutuyorum ve iyi bir ruh halindeysem yapıyorum, deniyorum, geliştiriyorum. Bazen denemeler sırasında başka şeyler geliyor aklıma ve deniyorum. Pek neşeli olmasam da size neşeli bir konudan bahsetmek istiyorum. Çiçekli boncuklar…Bir çok yöntem var, her biri farklı bir teknik ile yapılıyor, bazen de tekniklerin birleştirilmesi ile. Temelde uygulanan 2-3 tane teknik var, bunları uygulama sırası ve kaçını bir arada kullandığınız boncuğun görüntüsünü tamamen değiştirebiliyor. İsterseniz yüzeyde yaparsınız, ister gömersiniz, ister dal yaparsınız arka plana ister yaprakların göbeğine kabarcık yapar ya da kubik zirkon gömersiniz. Tabii bunların hepsinin püf noktaları var, her zirkon olmaz örneğin. Şeffaf cam ile kaplama tekniği ile derinlik verilen boncuklar çok güzel oluyor ve çok beğeniliyor, çalışmak için sabır gerekiyor ama sonuca değiyor. Atölyede verdiğim derslerde 1. kurda temel çiçek tekniklerini çalışıyoruz, daha ilerdi teknikleri öğrenmek, kubik zirkonları denemek, çiçek yapıp şeffaf cam ile kaplayıp gene çiçek gene şeffaf cam kaplamak için 2. kurda bol bol zamanımız oluyor.
Çiçek desenli boncuklar yapmanın yanında, ben çiçek formunda boncuklar yapmayı da çok seviyorum.
Çiçek boncuklardan bahsettim , biraz keyfim yerine geldi…
Evet biliyorum, kulağa çok havalı geliyorJ Nedir bu yüzde 10 kuralı?Cam boncuk yapanların bildiği gibi kullandığımız camların bir COE( Coefficient of Expansion) derecesi var, benim kullandığım Moretti, Vetrofond ve Lauscha nın COE si 104. Pekii Reichenbach ın çok güzel efekt veren Iris Orange ını Moretti nin krem rengi (ivory) ile yaptığım boncuk üzerinde kullanmak istiyorum.Reichenbach ın COE si 92. İşte burada 10 % kuralı devreye giriyor. Farklı COE lerde camları kullanıyorsanız, az kullandığınız camın miktarı diğer camın miktarının 10 % unu geçmemeli! Bunu fizik kuralları ile açıklarsak:Camın soğurken daralması, sıkılaşması COE derecesine göre farklılık gösterir. COE ne kadar yükselirse, cam o kadar sıkılaşır. Reichenbach gibi COE si düşük olan bir cam Moretti gibi COE si 104 olan bir camla kullanılırsa, boncuk soğuduğunda Moretti öyle sıkışır ki boncuğun içinde Reichenbach ın ihtiyaç duyduğu kadar yer kalmaz. COE si yüksek olan Morettide gerilimler oluşur, bu da çatlaklara ya da boncuğun tamamen kırılmasına yol açabilir.
Bunun tam tersi durumda, COE si düşük olan ama 10 % dan fazla katılan COE si yüksek cam her zaman çatlaklara, kırılmalara yol açmasa da ortaya istenmeyen bir doku görüntüsü çıkabilir. Eğer az miktarda düşük COE li cam ile desen yaptıysanız ve bunu encasing tekniği ile şeffaf ile kaplamak istiyorsanız, 10 % oranı 5 % e düşüverir, aman dikkat!:)
İlk okuduğunuzda ir karmaşık gelebilir, ama COE çok önemlidir, yaptığınız güzelim boncuklar soğuma aşamasında bu uyumsuzluk yüzünden telef olabilir. COE uyumunu, kan uyumu gibi düşünebilirsiniz. „Kırmızı maviyi sevmez o yüzden iki rengi birleştirirseniz kırılır“ gibi yanılsamalara düşmeyin, COE ler uymamıştır, o yüzden kırılır. „E peki ben Ornela kullanıyorum sadece neden kırılıyor?“ sorusu geliyor bazen. Ornella nın COE si 104 dense de bazen bir batch de gelen kırmızı ile aynı kodlu sonraki batch in kırmızısı bile uyumsuz olabilir, dediğim gibi Ornela nın ki özel bir durum.
COE lere dikkaaattt!

1-Cam çubuğunuzun ucunda bir top yapıp bunu eziyorsunuz. Düz bir lolipop elde ediyorsunuz.
2-Yaptığınız bu lolipopu ısıtıyorsunuz, çünkü makasla üzerinde izler bırakabilmeniz için biraz ısınmış olması gerekiyor. Makasla camınızı kesmeye çalışmayacak, sadece kesik izi bırakacaksınız. ( 1. sırayı yapıyorsunuz, resim 2 deki gibi)
3- 2. sırayı yapıyorsunuz, resim 3 teki gibi
4- üzerinde izler yapmış olduğunuz lolipopu biraz ısıtıyorsunuz, en ucunu biraz daha ısıtıp , makasla iz bırakıyorsunuz.
5- Resim 5 teki gibi yaprağın başladığı yere “punty” dediğimiz cam topu ekliyoruz ve çekiyoruz, yaprağımız uzuyor.
6- Yaprağın sapını ateşe tutup çekiyoruz ve ”stringer” dediğimiz ince cam çubuk haline getiriyoruz.
7-Daha rahat çalışabilmek için çubuğu sağ elimize alıyoruz, resimde o yüzden yönü farklı ve yandan gözüküyor (resim 7-8)
Sarı halkalarla işaretlenmiş 1. noktayı ısıtıp, yaprağa doğru kıvırıp büküyoruz, sonra en uçta kalan 2. sarı dairenin olduğu yeri ısıtıp yaprağa kaynamasını sağlıyoruz.
8-Sonra boncuğun her zamanki gibi her yanını ısıtıp, eşit olarak soğuyacak şekilde tavlama noktasına alıyoruz, sonra ateşten çıkarıp ya fırına ya da kül/vermakulite gömüyoruz.
Afiyet olsun!:)
Moretti Dense Black-Intense Black Effect
29Şub2008 Gönderen BurcinEvrim-CamCam Etiketler: Nasıl Yapılır?

Boncuklarımızın uzun ömürlü olmalarında en önemli etken doğru tavlamadır( Alm. Tempern, İng. Annealing).
Tavlama, camın her tarafının aynı seviyede ısıtılması, çalışıldıktan sonra, camda oluşan stresi yok edecek şekilde yavaş ve kontrollü bir şekilde soğutulmasıdır.
Cam soğurken hava ile temas halinde olan dış kısmı, içinden çok daha çabuk soğur. Bu iç ve dış katman arasındaki ısı farkı, gerilime yol açar ve hatta bazen de boncuğun kırılmasına. Boncuğumuzu yavaşça soğutmamız, iç ve dış yüzey arasında ısı farkının daha az olmasını sağlayacaktır.
Boncuğunuzu son formuna getirdiniz ve artık ateşten çıkarmak istiyorsunuz, doğru tavlama nasıl yapılır?
Boncuğunuzun her yanını eşit şekilde ateşe tutun. Örneğin boncuğun bir tarafına nokta koydunuz, ateşten çıkmadan bir tek o noktayı değil boncuğun her tarafını aynı oranda ateşte tutmalıyız. Yani her yanının korluk oranı aynı olmalıdır.
Yavaşça ateşin en uç noktasına gidin, boncuğunuzu çevirmeye devam edin. Ateşin üzerine çıkın, boncuk artık kor halinde tamamen çıkıp, cam kendi rengine geri dönmeye başladığında küle/vermakulite gömebilir ya da tavlama fırınına yerleştirebilirsiniz.
Boncuk eğer ateşte doğru tavlanmazsa, onu ne fırın ne de külde soğutmak kurtarabilir.
Yani her şey ateşte başlıyor.
Peki, boncuğu küle gömdük nasıl bir şeye benzediğini, merak ediyoruz, ne zaman çıkaracağız? Bu boncuğumuzun büyüklüğüne göre değişir. Ben boncuklarımı küle gömüyorsam, riske atmamak için küçük boncuklarda 1-2 saat bekliyorum, büyük boncuklarda ise 6-7 saat bekliyor, bazen ertesi gün külden çıkarıyorum. Fırın kullanıyorsam ayarladığım programa bağlı olarak değişiyor. Yabancı bir yazıda okuduğuma göre 100 kg lik bir camı tavlamak birkaç ay sürebiliyormuş. Fırında tavlarken boncuğu 540 derecede birkaç saat tutup, sonra programa bağlı kalıp kademeli olarak soğutuyorum.
Külü nasıl temin edebiliriz? Bir ekmek fırınından, zaten atıyor oldukları külü alıp, elekten geçirip kullanabilirsiniz. Vermakulit ise külden daha temiz, toz kaldırmayan, kül gibi temizlenmesi zor olmayan ve külde yaptığımız gibi ara sıra karıştırılıp seyreltilmesi gerekmeyen bir malzeme. Kül veya vermakulit kullanıyorsanız seramik kaba koymanızı ve alttan teelight mum ile ısıtmanızı tavsiye ederim. Metal kaplar hızlı ısınıp-soğurlar. Seramik ise daha yavaş ısınır ve daha yavaş soğur. Alttan vereceğimiz ısı da boncuğu daha sıcak bir ortama gömmemizi sağlar. Boncuk yapımımız bittiğinde ve tüm boncukları gömdüğümüzde mumu söndürüp, yavaş bir şekilde soğumaya bırakabiliriz.
Nazar boncuklarımız nazardan kırılmıyorJTavlama şekilleri yüzünden bazılarının içinde bir miktar stres kalıyor ve bu da bazen 1 gün bazen 1 yıl sonra kırılmalarına yol açıyor.
Boncuğunuz bol olsun. (Resim:ági mezösi )

Camdan kalpler, kurslarım sırasında öğrencilerin öğrenmekten çok keyif aldıkları formlardan biri. Birkaç kalp yapımı tekniği var, ben bunlardan sadece birini anlatacağım.
Temel boncuk şekillerinden biri olan silindiri yapıyoruz, kalbimizin büyüklüğü ne kadar olsun istiyorsak silindirin uzunluğu da o kadar yapıyoruz.
Silindir boncuğun üzerine cam sararak onu topaç/huni boncuk haline getiriyoruz.
Bunu silindirin bir tarafına daha fazla cam sararak yapıyoruz.
Ezdiğimiz boncuğun kalınlığı termal şoku engelleyebilmek için, bpncukta kullandığımız mandrelin 3 katı olmalıdır. Yani mandrelin üstünde ve altında kalan camın kalınlığı da en az mandrel kadar olmalıdır.
Boncuğumuzun iki yanına aynı renkte cam ekliyoruz, resimdeki gib
Eklediğimiz camı da bütüne katarız.